Şiirler
Bana sen hayat ver
Kış mevsiminde yağıp kendini yağdığı yerlerin
yıllarca yerlisi zanneden karların
üzerine çizilen anı izlerini bir anda siliverecek yağmuru,
hafif hafif esen rüzgarla gelen bembeyaz yeni bir kar örtüsünü
hissedince iz bırakan o güzelim hatıraların
yok oluverecegini düşününce erirsem
bana sen hayat ver.
Sonbaharın ilk günlerinde, daha yemyeşilken dallarında istedikleri yöne seken
ama en sonunda da olsa çaresiz bir gün ağaçtan ayrılacaklarını bilen
hafif, hafif esen rüzgarın tesirinden
dallarından, kopup isteksiz isteksiz toprağa doğru çekildiklerini fark eden
enkaz olan bir zamanların güzelim yapraklarını
ayaklar altında görünce, üzüntümden kendimi salı verirsem
bana sen hayat ver.
İlkbaharla gelen güzellikleri
yoksa bu yıl gelmediler mi diye panik içinde arar dururken
bu mevsimle gelen yemyeşil çevreyi,
ötmeye başlayan kuşları,
sokaklarda koşuşan çocukları,
yeni günlere ümit bağlayan sevgilileri,
tepeleyenleri, dallarından koparanları,
ürkütenleri, korkutanları, sevgilisinden ayıranları
gözlerimin önünde canlandırınca yıkılırsam
bana sen hayat ver.
Yazın güneşinde yorulan, bunalan, yananların
gölgesinde dinlenebilecekleri fidanları dikerken,
susuzluktan ciğerleri yanmış, dudakları kurumuşlara
bir yudum su verebilmek için kuyular kazarken,
ölüm yatağında sızılarından, öbür dünyadan korkularından, kıvrananların
affı için Allah’a dua ederken,
haksız yere hapisanelere kapatılmışların
ellerinden alınan hürriyetlerini geri kazandırabilmek için uğraşırken,
yorgunluktan bitmiş bir kenarda ümitsizlikten, uyuyakalmışların rüyalarını
sevince, ümide, sevgiye, mutluluğa yorarken,
yazla tekrar dünyaya gönül bağlamışların
hevesine, azmine ve ümidine ümit katarken,
yazla belki de ilk defa sevip sevilenlerin
mutlu olmalarını sağlamak çabasında iken,
bana sen hayat ver.