Şiirler
ANLAT GARDAŞ

Gel otur gardaş karıştır çayını, benimki şekersiz

Anlat bana köyümüzü, yürüyüm oralarda
Gördüğüm herkesi selamlayım, çoluk çocuk ve ihtiyarları
Onlar beni tanımazlar, döner arkalarına bakarlar
Köyümün köpeklerine host, tavuklarına kışt,
Anıran eşeklerine gülerek çüş diyeyim

Anlat bana dağlarımızın ilkbaharda güldür güldür akan derelerinden,
Çakıl taşlarından, yalçın kayalıklarından, daracık çığırlı yamaçlarından
Yaylaları, ağıl yerlerini göster, gizli gizli yaşanan sevdalardan bahset
Hayallerini kavala üfleyerek ağlatan çobanlardan
Otlattıkları sürülerden, kokumuzu alacaklar diye korktuğumuz davar Köpeklerinden
Sahipsiz gibi yayılan sığırlardan, hele yaban atlarını anlat koşayım peşlerinden

Anlat bana kovuklarından buz gibi su akan pınarlarından
Başındaki söğüdün gölgesinden, kaklıklarından şöyle terli terli
Uzanıp bir yudum su içeyim
Kır çiçeklerimizi öyle anlat ki kokularından kendimden geçeyim
Çaylarımız oluversin seninki kırk boğum, benimki kekik

Anlat bana dağlarımızı, dolaşayım yamaçlarında, çıkayım ta başına
Tatlı bir yorgunlukla, nefes nefese seyredeyim gözümün gördüğünce etrafı
Dolsun içim dağlarımızın tertemiz saf havasıyla
Hafiften esen rüzğar fısıldasın kulağıma
Sonunda nasıl olsa ölüm var
İşte tam burası huzur ve sukunet içinde can verecek yer diye

Anlat bana köyümüze dönüşte uzaktan yankısını duyduğum seladan
Ziyaret edeyim köyümüzün mezarlığını, gözlerimle göreyim ki
Sonunda yatacağım yeri, gönlüm rahat, içim huzur bulsun…