Yapraklar Dökülür

Önsüz

Bir zamanlar babalarımız, müstesna durumlarda annelerimiz, talih kuşunun kanadına binerek kendilerini, ne yöne estiğini bile bilmedikleri, Avrupa yollarının rüzgarına teslim etmişler. Hayalleri ve ümitleri acaba talih kuşunun kanadına binebilmek için çektikleri acı ve çile dolu hasret sancısına değecek miydi?

Her sabah olduğu gibi yarın sabah değişmeyen rutin günlük hayatıma başlamak için, rüyalarımda dahi rahat bulamadığım yatağımdan yorgun ve isteksiz kalkacağım.

Beni hiçbir şekilde tatmin etmeyen, yine verimsiz ve başarısız geçen bir günden sonra, müthiş yorgun ve isteksiz halde yatağıma uzandım.

Boş geçen koskoca bir günde neler yapamazdım ki diye düşüncelere dalarak, sağdan sola, soldan sağa kıvranıp durmaktan daha yorgun düşmüş bir halde, alışageldiğim dualarımı sırasıyla okuyarak, rüyalarımda olsun kendimi doğduğum yerde, yani köyümde, memleketim Türkiye’mde görmek arzusuyla uykuya dalmaktan ziyade, bayıldığımı hissediyorum.

Bu kadar ruhsal sıkıntı yüklü ve stresli bir günün sonunda ve karmakarışık düşüncelerle dolu bir geceden sonra rüyalarım dahi sıkıntılı ve yorucu oluyor.


Konusu

Değişik zamanlardan ve mekanlardan hareket ederek gurbetçi birkaç kuşağın yeni bir ortamda hayat yollarını bir noktada birleştirdim. Umut dolu daha iyi bir yaşam ve mutluluk arayışında hayat mücadelesi veren bu gurbetçilerin anavatandan çok uzakta kendi dil, din, kültür, gelenek ve göreneklerine yabancı değişik bir dünyaya, yeni bir kimlik arayışı mücadelesi içinde, bütün çaba ve fedakârlıklarına rağmen ne kadar uyum sağlayabildiler?

Bu kuşakları temsil eden insanlarımız yıllardır birlikte yaşadıkları toplumun günlük yaşantısına ayak uyduramıyorlar ve hâlâ ikna edici bir seviyede uyum sağlamış değiller.

Uyumsuzluğun, toplum ve içinde yaşam mücadelesi veren insanların kendi bakış açılarına göre, ayrı ayrı nedenleri var.

Uyumda başarısızlığı, zaman zaman yapılan toplumsal araştırmalara dayanarak ve 50 yıldan fazla kendi tecrübe ve gözlemlerimden hareket ederek kaleme almaya çalıştım.

Bir insanın yeni bir ortama ve topluma uyum sağlaması insanın özünde olduğu gibi mutlu, üretken ve katılımcı yaşaması, bence başta aldığı eğitim, kendi öz geçmişini, inancını, kültürünü, gelenek ve göreneklerini iyi bilmesiyle başlar ve zaman içinde gelişir.

Kısacası kendini iyi bilen ve tanıyan, kendisiyle barışık olan insanın, nerede ne zaman ve ne şartlarda olursa olsun, huzurlu ve mutlu yaşamasına, kendine, yakın çevresine, bütün insanlığa faydalı olarak bir hayat sürmesine hiçbir engel yoktur ve hiçbir güç böyle bir engel koyamaz.


Tanıtım

İnsanın teni bile memleketini özler; ama kendini iyi bilen ve tanıyan, kendisiyle barışık olan insanın, nerede ne zaman ve ne şartlarda olursa olsun, huzurlu ve mutlu yaşamasına, bütün insanlığa ışık tutan ve yol açan bir hayat sürmesine hiçbir engel yoktur ve hiçbir güç böyle bir engel koyamaz.

İzzet Yurtkap

İzzet Yurtkap, Emirdağ’ımızın doğduğu mor sümbüllü yayla memleketi Güveççi köyüne aşk derecesinde bağlıdır.

Çocukluğunda gurbete çıkmış, gurbetin kahrını elinizdeki esere dökmüş ve gurbetin kültürel alt yapısını nakış nakış işlemiştir.

Edebiyatçı / yazar Gazi Durusu